17 Mart 2016 Perşembe

BÜYÜK JEOLOJİ SÖZLÜK


Adelaid Orojenezi ( Adelaidean Orogeny ) :

Şimdiki Güney Avusturalya'yı etkilemiş olan, bir geç Proterozoyik ve Ordobisyen dağ oluşum fazı. Bu orojenizma ile, Adelaideyan sistemine ait sedimamter kayaçlar şiddetli bindirme ve kıvrımlanmalarla önce güneyde daha sonra sistemin kuzey kenarı boyunca yükselmiştir.


Adelaid Orojenezi ( Adelaidean Orogeny )

BÜYÜK JEOLOJİ SÖZLÜK


Adelaideyan ( Adelaidean) :

Güney Doğu Avusturalya üst Proterozoiğinde bir kat olup, Karpentariyen tarafından altlanır ve Havker (Kambriyen) tarafından üzerlenir.

BÜYÜK JEOLOJİ SÖZLÜK


Adaptif yayılma ( Adaptive radiation ) :

Bir grup hayvanın bir çok ekolojik ortamı doldurmak için evrim geçirmesi. 

BÜYÜK JEOLOJİ SÖZLÜK


Adaptasyon ( Adaptation) :

Genellikle hayvanlarda, bulundukları ortama göre kendilerini ayarlama işlemidir. Bu kendini- ayarlama, ''doğal seleksiyon'' ile istenilen karaktere sahip bireylerin bunlara sahip olmayanlara göre bol üremesi ile oluşabilir veya bireyler içinde genetik olmayan değişimlerle (fizyolojik değişimler, davranışsal değişimler gibi) gerçekleşebilir.

BÜYÜK JEOLOJİ SÖZLÜK


Adamzit ( Adamsite ) :

Yeşilimsi-Siyah renkli mika minerali

BÜYÜK JEOLOJİ SÖZLÜK


Adamit ( Adamite) :



Zn2 (AsO)(OH) Bazik çinko arsenatdan oluşan, renksiz beyaz veya sarı renkli, ortorombik sistemde kristalenen, sertliği 3,5 ve özgül ağırlığı 4,34-4,35 g/cm3 olan bir mineral

Adamite-179841.jpg

BÜYÜK JEOLOJİ SÖZLÜK


Adamik Toprak ( Adamic Earth) :

Bir cins kırmızı kildir.

BÜYÜK JEOLOJİ SÖZLÜK


Adamelit ( Adamellite) :

Kuvars, plajiyoklaz, ve potasyum feldispat ile biyotit ve/veya hornblendin eşlik ettiği mineral birliği ile karakteriza, granitik bileşimde bir kayaç, iki feldispat tipi yaklaşık eşit oranlarda bulunur ve plajiyoklas bileşimi oligoklaz aralığında bulunur. İsim Kayacın tip lokalitesine itafen verilmiştir. (Adamelo, Tyrol-A.B.D) Bknz. ayrıca Kuvars monzonit.

BÜYÜK JEOLOJİ SÖZLÜK


Adamantin Spar ( Adamantine Spar ) :

Korundun ipeksi, kahverengi bir tür
.

Adamantin Spar ( Adamantine Spar )

BÜYÜK JEOLOJİ SÖZLÜK


Ada Yayı ( Island Arc ) :

Litosferik bir levhanın okyanus çukurunun kıta tarafında bulunan bir dizi volkan. Yitim nedeniyle oluşan volkanlar çoğunlukla ortaç (andezitik) bileşimlidir. Volkanizma, dalan okyanusal levhanın yaklaşık 100 km. üzerinde oluşur. Ada yayları, kuvvetli sismik alanlardır ve farklı ısı ve manyetik özellikleresahiptirler.


BÜYÜK JEOLOJİ SÖZLÜK


Ada Volkanı ( Island Volcano ) :

Denizde veya büyük bir gölde türeyen ve tepesinin bir kısmı su üstüne çıkmış bulunan bir volkandır.



Ada Volkanı ( Island Volcano )

BÜYÜK JEOLOJİ SÖZLÜK


Ada Şevi ( Island slope ) :

Yaklaşık 100 ila 200 m. derindeki ada şelfinin dış sahil kenarından okyanus derinliklerine uzanan şevidir. Eğim derecesinde gradyanda belirli bir artışla kendini belli eder.

BÜYÜK JEOLOJİ SÖZLÜK


Ada şelfi ( Island shelf ) :

Çekik su çizgisinden büyük derinliklere doğru, şevde belirli bir artışın başladığı yere kadar, bir ada veya adalar takımı çevresindeki kuşaktır. Şelf kenarı uluslar arası anlaşmalar göre 200 m. dir.

BÜYÜK JEOLOJİ SÖZLÜK


Ada ( Island ) :

1. Tamamen sularla çevrili olan kara parçası.Adalar volkanik, tektonik, biyolojik kökenli olabilir.


2. Jeodezide, doğal veya yapay tesislerle çevrili parseller topluluğu.



BÜYÜK JEOLOJİ SÖZLÜK


Açısallık ( Angularity ) :

1. Danelerin kenar ve Köşelerinin keskinliğidir. Eğer bir danenin çoğu kenar ve köşeleri keskin ise, dane açısaldır; Eğer çoğu girinti ve çıkıntısız ise dane yuvarlaktır. Terim küresellik ile karıştırılmamalıdır. Hemen hemen, küresel biır unsur keskin köşelere malik olabilir ve açısaldır; oysa yassı bir çakıl, köşeleri yuvarlak olmakla beraber küresel olmayabilir.

2. Jeofizikte başlamadır ve ya başlama zamanıdır.

BÜYÜK JEOLOJİ SÖZLÜK


Açısal Uyumsuzluk ( Angular unconformity ) :

İki Sedimantasyon döneminin çökelleri arasında bulunan bir uyumsuz dokanak (diskordan kontak) yüzeyi. Bunda; yaşlı, altayan tabaka daha genç sedimentler çökelmeden önce kıvrımlanmış, yükselmiş (uplfit) ve erozyona uğramış (yassı yüzeyler haline gelmiş), bu yüzden de genç tabaka yaşlı birimin üzerine açılı bir şekilde oturmaktadır. Bknz. ayrıca Uyumsuzluk





Açısal Uyumsuzluk ( Angular unconformity )

BÜYÜK JEOLOJİ SÖZLÜK


Açısal Momentum ( Angular momentum ) :

Bir düzlemde bir nokta etrafında dönen bir kütlenin/nesnenin momentumu. Açısal momentum dönen nesnenin kütlesi, dönme yörüngesinin yarı çapı ve açısal hızının karesinin bir ürünüdür. Açısal Momentum = mrV2




BÜYÜK JEOLOJİ SÖZLÜK


Açınımlı Kıvrım ( Supratenous flod ) :

1. (Değişken Kalınlıktaki Kıvrım) Çökelme sırasında çanağın alçalması sebebiyle tabakaların merkeze doğru kalınlaştığı bir kıvrım çeşididir.

2. Kıvrımın doruğu üzerine gelen kesimlerinde inceleme sunan bir kıvrımdır.

BÜYÜK JEOLOJİ SÖZLÜK


Açılma Akıntısı ( Rip Current ) :

Denize yönelmiş akıntı, açılma akıntıları, dalgaların karaya sürdüğü suyu geri döndüren denize yönelmiş su yolları olarak tanımlanmıştır.


Açılma Akıntısı ( Rip Current )

BÜYÜK JEOLOJİ SÖZLÜK


Açıklık ( Aperture ) :

1. Bir moslüsk kavkısında hayvanın yumuşak kısımlarının dışarı çıktığı açıklık. Bu çoğunlukla basit dairemsi bir açıklık ana bazı cinslerde değişim gösterir. Gastropodlarda açıklık (apertür) dairemsi veya eliptik olduğundan '' holostom '' kertikli olduğundan '' sifonostom '' denir. Sefalopodlarda, aperatür karın  (ventral) tarafından, bir hiponomak sinüs ile tırtıklı (kertikli) olabilir ve hiponoma yuvarlak yapar. Bazı sıkı sarımlı amonitler aperatürün iki kenarının biri üzerinde iki çift yanal kavkı uzantısına  (lappet) sahiptir.



2. Bir mikroskop veya her hangi diğer bir optik aygıtın merceğine çapı olup, genellikle cm cinsinden ifade edilir. Terim bazende  bir merceğin zıt uçlarının optik sistemin odak noktasında kesişmesi durumunda aradaki açıyı iface etmektedir.

3. Bir süreksizliğin komşu iki yüzeyi arasındaki mesafe 

BÜYÜK JEOLOJİ SÖZLÜK


Açık Yarık/Fay ( Open Fault ) :

İki duvarı ayrık fay.


Açık Yarık/Fay

BÜYÜK JEOLOJİ SÖZLÜK


Açık Volkan Yarığı ( Gaping volcanic fissure ) :

Tektonik etki ile oluşmuş yarıklardır. Örn. Gja yarığı. Bu yarıkta patlamasız lav çıkmaktadır.



Açık Volkan Yarığı

BÜYÜK JEOLOJİ SÖZLÜK


Açık Vadi ( Open Valley ) :

Bir açık vadi, düz giden veya açık kavisler çizen vadidir. Vadi yanları oldukça düzgündür ve tatlı meyillidir. Akarsu bir yandan diğer yana geniş, açık kavislerle salınır. Bu kavisler ilk evreler dışında, vadinin bir bütün olarak sunduğu kavisleri mutlaka izlemez. Kapalı bir vadi başına sahip bulunmayan fakat başka bir vadiyle alçak bir vadi doruğu ile birleşen vadidir.

BÜYÜK JEOLOJİ SÖZLÜK


Açık Sistem ( Open System ) :

Sistem sınırları aşılarak maddenin iletildiği bir termodinamik sistemdir. Gerecin içerisine sokulduğu çıkarıldığı kimsyasal sistemdir.

BÜYÜK JEOLOJİ SÖZLÜK


Açık Ocak ( Open pit ) :

Bknz. Açık İşletme

BÜYÜK JEOLOJİ SÖZLÜK


Açık Kıvrım ( Open Fold ) :

Kanatları arasındaki Açı 90 ila 170 derece arasında bulunan kıvrım. 1964 yılında M.J. Fleuty tarafından tariflenmiştir. Sınıflama, kıvrımların darlık/sıkılık derecesine göre yapılır.


BÜYÜK JEOLOJİ SÖZLÜK


Açık İşletme ( Open - Pit Mining ) :

Cevher kütlesinin çok derinde olmadığı yanal uzanımının sınırlı olduğu (kalın cevher kütlesi) durumlarda uygulanan bir cevher alma yöntemidir.
Bu durumda kazı sırasında atık yada cevher oluşan atık yada cevher içermeyen harfiyat harici atık alanlarına taşınmak durumundadır. Açık işletme derinliği, açık işletme maliyetinin yer altı işletme maliyetine eşit olduğu derinliğe kadar gider. Açık işletmede cevheri üzerleyen toprağın yada malzemenin  (overburden) kaldırılması işlemi veya kaldırma maliyeti ''dekapaj'' olarak adlandırılır.
Bu terim bazen söz konusu malzeminin kendisi içinde kullanılır. Açık işletme derinlikleri büyük kapasiteli makinaların kullanılmasıyla artmaktadır. Basamaklar şeklinde cevhere inilir.


Açık İşletme Örneği

BÜYÜK JEOLOJİ SÖZLÜK


Açık Göle ( Open Lake ) :

Çıkış Ayağı olan göl.

BÜYÜK JEOLOJİ SÖZLÜK


Acoelomata ( Asölomatlar ) :

Vücut boşluğu bulunmayan hayvalar.

BÜYÜK JEOLOJİ SÖZLÜK


AC - Çatlağı ( AC - fracture ) :

Yapısal Petrolojide AC doku düzlemine parelel ve B eksenine dik bir tansiyon çatlağıdır.

BÜYÜK JEOLOJİ SÖZLÜK


Acı Su ( Brackish ) :

Hafif Tuzlu su veya deniz suyundan daha tuzlu su olup, tipik olarak %15 ila %30 arası tuzluluğa sahiptir. Acı sular, azalan acılık değerlerine göre 5 Alt guruba ayrılır.

1. Polihalin
2. Pliyohalin
3. Mezohalin
4. Miyohalin
5. Oligohalin

BÜYÜK JEOLOJİ SÖZLÜK


Acı Göl ( Bitter Lake ) :

Sülfat ve alkali-Karbonatlarca zengin, tuzlu göllerden yalıtılmış (izole olmuş) göller için kullanılan terim.


Acı Göle Bir Örnek ( Bitter Lake) Türkiye, Turkey


BÜYÜK JEOLOJİ SÖZLÜK


ACF Diyagramı ( ACF Diagram ) :

Üç bileşenli bir Üçgen grafik olup, bir metamorfik fasiyes içinde metamorfik mineral birliğinin kayaç bilişiminin bir fonksiyonu olarak nasıl değiştiğini göstermek için kullanılır. Metamorfik kayaçlarda SiO2 ile beraber en bol bulunan beş oksit bileşeğini içerir. AL2O3,CaO,FeO,MgO, ve K2O, ACF diyagramlarının köşeleri A(AL2O3), C(CaO) ve F(FeO+MgO) tarafından oluşturulur. Dolayısı ile bu diyagram özellikle metamorfik,bazik kor kayaçlar ve kirli ( Saf olmayan ) Kireçtaşlarının mineral birliklerindeki değişimleri göstermede faydalı kullanıma sahiptir. Ancak bu bileşenlerin her biri kayaçta bulunan diğer daha az/tali (minör) bileşenleri de hesaba katabilmek için hafifçe modife edilmelidir.

Böylesi değişiklikler sonucu :

A( AL2O3 - K2O - Na2O), C(CaO - ((10/3 P2O5) - CaO2) ve F(FeO - MgO- Fe2O3 - TiO2) ortaya çıkar.

Kuvars ve albitin kayaçlarda bulunduğu varsayılır ve diagramda gösterilmez.

BÜYÜK JEOLOJİ SÖZLÜK


Absorpsiyon ( Absorption ) :

1. Işığın bir ortamdan/maddeden geçmesi veya bir yüzeyden yansıması sırasında şiddetinde oluşan azalmadır. Kristallerde soğurma, geçirilen ışığın titreşim doğrultusu ile değişebilir. Yani bir doğrultuda daha fazla soğurulabilir.

2. Alma, bünyesine alma veya asimile etme. Örnek: Sıvıların katı içinde veya gazların sıvılar içinde soğurulması gibi.

3. Enerjinin, sismik veya elektromanyetik gibi dalgaların, bir ortamdan geçerken başka bir enerji şekline (ısı gibi) dönüşmesi sonucu enerjilerinde kayıp oluşması. Absorpsiyon katsayısı bir dalga boyu aralığı boyunca oluşan cüzi enerji kaybıdır. Dolayısı ile yüksek frekanslı sinyallerin düşük frekanslı sinyallerden, aynı hat boyunca daha kolay yavaşlatılırlar. Kayaç  için tipik absorpsiyon katsayıları değerleri 0,25 - 0,75 dB/λ (dB : desibel, λ : dalga boyu)

BÜYÜK JEOLOJİ SÖZLÜK


Absarokit ( Absarokite ) :

Olivin ve klinopiroksen fenokristallerini alkali feldispatların çevrelediği hamur maddesinde labrodorit ve olivin ( ve bir miktar lösit) içeren bir alkali bazalt türü. Azalan olivin içerikleri ve bir miktar koyu renkli cam ile şoşonitlere ve azalan olivin ve ojit içeriği ile de banakite geçiş yapar.

BÜYÜK JEOLOJİ SÖZLÜK


Abrazyon ( Abrasion ) :

Bknz. Aşınma

BÜYÜK JEOLOJİ SÖZLÜK


Ablasyon ( Ablation ) :

1. Kar veya buzun erime ile veya karıdan direkt gaz faza geçerken (süblimasyon) ortamdan ayrılması/ alınması. Ayrılan miktarın oranı, hava sıcaklığı, rüzgar hızı, nem, yağmur ve güneş ışıması (radyasyon) ile kontrol edilmektedir.

2. Kayaç malzemesinin özellikle rüzgar ile ortamdan alınması işlemi

BÜYÜK JEOLOJİ SÖZLÜK


Abiyotik  ( Abiotic ) :

Yaşamayan ya da yaşam icermeyen

BÜYÜK JEOLOJİ SÖZLÜK


Abiyojenez ( Abiogenesis ) :

Cansız maddeden türeyen canlı oluşumu işlemi.

BÜYÜK JEOLOJİ SÖZLÜK


Abisoplelajik ( Abyssopelagic ) :

Yaklaşık 2000 m. den daha derinde bulunan okyanus kısmı ile ilişkili çökel veya işlemdir.

BÜYÜK JEOLOJİ SÖZLÜK


Abisal Yelpaze ( Abyssal fan ) :

Abisal ortamda denizaltı kanyonun sonlandığı kısımda oluşan, kötü boylanmış malzemeden oluşan çökellerin oluşturduğu yelpaze.




BÜYÜK JEOLOJİ SÖZLÜK


Abisal Yarık ( Abyssal fissure ) :

Çok derin, 60-70 km. kadar derin olan ve kabuk altındaki magmanın içinden yükselebildiği yarık

BÜYÜK JEOLOJİ SÖZLÜK


Abisal Tepe  ( Abyssal hill ) :

Baskın olarak düz, derin deniz tabanındaki nispeten küçük topografig yapılar olup, 50-250 m. yüksekliğe ve bir kaç km genişliğe ulaşabilirler. Böylesi yapılar daha çok Pasifik okyanusu tabanında 3000 - 6000 m. derinliklerde bulunurlar. 

BÜYÜK JEOLOJİ SÖZLÜK


Abisal Teori ( Abyssal Theory ) :

Sıvı sahfadan başlayarak Yer yuvarının soğuması sırasında cevherlerin silikatlardan ayrıldığını savunan bir cevher teorisidir.

BÜYÜK JEOLOJİ SÖZLÜK


Abisal Özümseme ( Abyssal digestion ) :

Büyük derinliklerde ksenolit özümsenmesi veya sokulum kenarlarlarının özümsenmesidir.

BÜYÜK JEOLOJİ SÖZLÜK


Abisal Ova ( Abyssal Plain ) :

Bknz. Abisal Düzlük.

BÜYÜK JEOLOJİ SÖZLÜK


Abisal Ortam ( Abyssal environment ) :

Enderin deniz ortamı;yaklaşık 1000m. den daha derin deniz tabanıdır.


BÜYÜK JEOLOJİ SÖZLÜK


Abisal Kuşak ( Abyssal Zone ) :

2000 m'nin altındaki derinilik zonu. Bu zon denize doğru uzanır ve batiyal zondan daha derin olup, Toplam okyanus tabanının % 75 'ini kapsar. Bu zon en geniş Yer yuvarı ortamıdır. Tipik olarak soğuk karanlık yavaş -hareket eden dalgalı ; fuanası tipik olarak siyah ve gri hassas yapılı ve aerodinamik olmayan yapıdadır.

BÜYÜK JEOLOJİ SÖZLÜK


Abisal Kırmızı Kil  ( Abyssal Red Clay ) :

Volkan döküntülerinin demirli ve killi ayrışma ürünlerinden oluşan bir derin deniz çökellidir.

BÜYÜK JEOLOJİ SÖZLÜK


Abisal Kaya ( Abyssal Rock ) :

Büyük derinliklerde soğumuş ve katılaşmış magma kütleleridir. Plütonik kayaç ile eş anlamlıdır.

BÜYÜK JEOLOJİ SÖZLÜK


Abisal  İntrüzyon/sokulum ( Abyssal intrusion ) :

Magmanın büyük derinliklere sokulmasıdır.

BÜYÜK JEOLOJİ SÖZLÜK


Abisal İnjeksiyon ( Abyssal injection ) :

1. Çok derinlerde türeyen magmaların, yer kabuğundaki mevcut derin büzülme çatlaklarından yukarı yükselmeleri işlemleridir.
2. Çok derinden kaynaklanan enjeksiyon
3. Magmanın yerkabuğunun altından üstteki litosfere sokulmasıdır.

BÜYÜK JEOLOJİ SÖZLÜK


Abisal Fisür ( Abyssal fissure ) :

Bknz, Abisal Yarık