19 Mart 2016 Cumartesi

BÜYÜK JEOLOJİ SÖZLÜK



AKF Diyagramı (AKF diagram) :


Bir Üçgen diyagram olup, Metamorfik kayaçların kimyasal niteliklerini göstermede kullanılır.
Uç Bileşenleri

1. A= (Al2O3+Fe2O3) + (CaO+Na2O) 
2. K= K2O
3. F= FeO+MgO+MnO

BÜYÜK JEOLOJİ SÖZLÜK



Akermanit (Akermanite) :


Ca2 Mg Si2 O7 Susuz kalsiyum, magnezyum silikat, Bir melilit minareli, Bazik kor kayaçlarda bulunur.
Åkermanite, Calcite, Hillebrandite, Tilleyite - Mineralogisches Museum Bonn1.jpg

BÜYÜK JEOLOJİ SÖZLÜK



Akerit (Akerite) :


Soda-mikrolin,oligoklaz ve ojit içeren,kuvarslı siyenitden oluşan kayaç.

BÜYÜK JEOLOJİ SÖZLÜK



Akenobeyit (Akenobeite) :


Bir Aplit türü olup, ortoklaz ile entersertal kuvarstan oluşur.

BÜYÜK JEOLOJİ SÖZLÜK



Akdeniz-tipi kenar (mediterranean-type margin) :


Bknz. Aktif kenar

BÜYÜK JEOLOJİ SÖZLÜK



Akbaş  (White top) :


Kömür tabakası ile olağan koyu renkli tavan şeyli arasında yer yer rastlanan açık boş şeyle veya milli şeyle madencilerin verdiği bir addır. Bazen laminasız bulunabilir.

BÜYÜK JEOLOJİ SÖZLÜK



Akarsu çökeltileri (Fluviatile deposits) :


Bir nehrin veya akarsu sisteminin taşıyıp çökelttiği tortul gereçtir.

BÜYÜK JEOLOJİ SÖZLÜK



Akarsu bendi (Fluviatile bend) :


Bir akarsu kolunun bir vadide bıraktığı çökellerle meydana gelmiş olan bendidir.

BÜYÜK JEOLOJİ SÖZLÜK



Akantit (Acanthite) :


Ag2S Gümüş sülfitden oluşan bir mineral; ortorombik sistemde kristallenir, galen içerisinde eksolüsyon yapılar halinde, pirit, sfalerit, galen ve tetraedrit içerisinde küçük kapanımlar halinde bulunabilir.


Acanthite on Calcite - Freiberg, Erzgebirge, Saxony, Germany.jpg

BÜYÜK JEOLOJİ SÖZLÜK



Akaganeyit (Akaganeite) :


β- FeO (OH) Beta demir (II) oksi-hidroksitden oluşan ve meteoritlerde bulunan, uçuş sırasında yada alterasyonla oluştuğu kabul edilen bir mineral.


Earth-and-Man--Akaganeite.jpg

BÜYÜK JEOLOJİ SÖZLÜK



Akadiyen Orojenezi (Acadaian Orogeny) :


Dağ oluşum fazı olup, Kuzey Apalaşlardan Kanada (Fundy Koyu)' ya uzanan bir alanı etkilemiştir. Kesin yaşı ve suresi belli olmamakla beraber, Devoniyen'de yaklaşık 380 Milyon yıl önce meydana gelmiştir.

BÜYÜK JEOLOJİ SÖZLÜK



Akaçlama (Drainage) :


Bknz. Drenaj

BÜYÜK JEOLOJİ SÖZLÜK



Ahmak Altını (Fool's gold) :

Bknz. Pirit

BÜYÜK JEOLOJİ SÖZLÜK



Ahermatipik (Ahermatypic) :

Zooxanthellae (simbiyotik, tek hücreli alg) içermeyen ve resif oluşturmayan mercanlar için kullanılır.


BÜYÜK JEOLOJİ SÖZLÜK



Ağsal (Stockwork) :

Bknz. Stokvörk

BÜYÜK JEOLOJİ SÖZLÜK



Ağrı Dağı (Mount Ararat) :

Doğu Anadolu Bölgesi'nde , Ağrı il sınırları içinde yer alan Türkiye'nin en yüksek dağı; 40 km. çapında koni şekilli bir yapıya sahiptir; Ağrı Dağı'nın birbirinden 11,2 km aralıklı iki doruğu vardır. birinci doruk (Büyük Ağrı) 5165 m. ikinci doruk (küçük ağrı) 3925 m. yüksekliğe sahiptir. Dağ volkanik patlama sonucu oluşmuştur, krater yapısı oluşmamıştır. Toroslar'ın doğu uçunda, batısında yer alan çöküntü havzası ile ayrılır ; stratovolkan yapısında olan Büyük Ağrı ve Küçük Ağrı koniler esas itibari ile lav akıntıları, lav breşleri, lapili ve tüf yataklarından oluşturmaktadır; lav akıntıları daha yaygın bulunurlar; dağın asıl gövdesinde andezitler, breş, tüf ve küllerle aratabakalı olarak bulunmakta ve bazaltlar dağın dış yüzeyinin yarısını kaplamaktadır.


BÜYÜK JEOLOJİ SÖZLÜK



Ağızlaşan nehir (Anastomosing river) :

(Anastomoz yapan nehir) Dallanan ve düzensiz şekilde birleşen, ağ benzeri şekil üreten nehir yatağı. Bknz. ayrıca nehir kanalı.

BÜYÜK JEOLOJİ SÖZLÜK



Ağırlık barajı (Gravity Dam) :

Önceleri taşörme, günümüzde ise betondan inşa edilen, su basıncına (itme ve döndürme kuvveti) ağırlığı ile karşı koyan barajlardır. Baraj düz yada vadi koşullarına göre hafif kavisli olabilir. Enine kesitleri üçgen benzer trapez şeklindedir.

BÜYÜK JEOLOJİ SÖZLÜK



Ağır spar (Heavy Spar) :

Bknz. Barit

BÜYÜK JEOLOJİ SÖZLÜK



Ağır Sıvı (Heavy Liquid) :

Farklı yoğunlukta mineralleri ayırmada kullanılan ağır sıvı. İki yaygın türü bulunur; Bromoform (CHBr3; yoğunluk 2,9) ve metileniyodür. (CH2I2 yoğunluk 3,32), Asetilen tetrabromür (C2H2Br2) bromoform ile aynı yoğunlukta ve kullanımda bazı avantajlara sahiptir. Clerici çözeltisi (yoğunluk 4), talyum malonat artı formatdan oluşan doygun bir çözelti ve Thoulet sıvısı ( yoğunluk 3,18), doygun civa potasyumiyodür da kullanılır. Çok yoğun mineral için, civalı nitrat eriyikleri (yoğunluk 4,3) ve talyum gümüş nitrat (yoğunluk 4,6) kullanılır, ancak zehirli olmaları ve sülfit gibi minerallere nüfuz etmeleri nedeniyle kullanılmaları tercih edilmez.

BÜYÜK JEOLOJİ SÖZLÜK



Ağır Mineral (Heavy mineral) :

1. Özgül Ağırlığı yaklaşık 2,85 gr/cm3 den daha büyük olan ve kumlarda %1'den daha az miktarlarda bulunan sedimanter kayaçların bir detrital bileşeni/minerali;

2. Özgül ağırlığı 2,9 gr/cm3'den daha büyük kor kayaç-yapıcı mineral; bir mafik mineral

BÜYÜK JEOLOJİ SÖZLÜK



Ağaç-Halkası analiz (Tree-ring analysis) :

Bknz. Dendrokronoloji.

BÜYÜK JEOLOJİ SÖZLÜK



Ağ (Yapısı) - yapan/oluşturan  (Network - former) :

Silikat eriyiklerinde kafes yapıları oluşturma eğiliminde olan, Alüminyum (Al), silisyum (Si) ve fosfor (P) atomları.

BÜYÜK JEOLOJİ SÖZLÜK



Ağ ornatım dokusu (Network replacement texture) :

Normalde ornatılan mineral çok iyi dilinim yapısına sahip olması durumunda ağ şeklinde mikrodokusu oluşur. 


BÜYÜK JEOLOJİ SÖZLÜK



Ağ (Yapısı) - değiştiren / bozan (Network-modifer) :

Magmalarda ana bileşen olarak bulunan büyük katyonlar (Ca +2, Mg +2, Fe+2, Na + ve K+ gibi) Bunlar genellikle kafes yapılarını bozar ve başkalaştırır / modife ederler.

BÜYÜK JEOLOJİ SÖZLÜK



Agüilarit (Aguilarite) :

Ag4 Se S Gümüş ve selenyum sülfitden oluşan, demir-siyahlı renkli, ortorombik sistemde kristallenen (133 derecede kubik sisteme dönüşür.) bir mineral. Arjantit ve gümüş ile birlikte Meksika'da bulunmaktadır.

BÜYÜK JEOLOJİ SÖZLÜK



Agricola, Georgius ( Georg Bauer ) :

(1494-1555) Jeoloji, Mineral sınıflaması ve madenciliğin ilk kapsamlı kayıd üzerine yapılan çalışmaların yazar ( De Re Metallica, 1956) Roma Kaynaklarını çağdaş Alman bilgisini kullanarak yazdığı kiapları iki asır boyunca referans kaynak teşkil etmiştir.

BÜYÜK JEOLOJİ SÖZLÜK



Agrega (Aggregate) :

Bina ve yapı endüstrisinde kullanılan, mineral maddelerin bir karışımıdır. Kesek, parça, kırıntı veya dane şeklinde bir arada tutulan ve pek çok sayıda zemin danesinden oluşan kütle veya toprak. Örnek: Kum, çakıl, kırılmış kayaç, taş, curüf vb. maddelerin karışımı. Bunlar çimentolandığında sert yapılar (beton,mortar, blaster vb.) oluştururlar




.Aggregate ile ilgili görsel sonucu

BÜYÜK JEOLOJİ SÖZLÜK



Agnostida :

Alt Kambriyen'den üst ordovisyen'e kadar bulunmuş olan bir trilobit takımı (ordo). Çoğu kör ve sütürsüz ve tipik olarak yığın halinde bulunurlar. Bunlar eşite yakın sefelon ve pijidiyum içerirler. Önemli stratigrafik refaranstırlar.

BÜYÜK JEOLOJİ SÖZLÜK



Agnatha (Agnatlar) :

Bir omurgalı üst-sınıfı; çenesiz balık-benzeri omurgalılar. Örnek : Bofa Balığı, ilk ordovisyen'de rastlanmıştır.

BÜYÜK JEOLOJİ SÖZLÜK



Agmatit (Agmatite) :

1. Ksenolitleri kapsayan migmatit
2. Az veya Çok granitik çimentoya sahip plütonik kayaç.

BÜYÜK JEOLOJİ SÖZLÜK



Aglütinat (Agglutinate) :

Piroklastitlerin birikmesiyle ve parçacıkların katılaşması sonucunda yapışmasıyla oluşmuş bir piroklastik çökeltidir. çimento parçaların dokanak yerindeki camsı zardır; camsı bir çimentonun varlığı, blokları arasındaki boşluklarda kırılmış piroklasit parçalarının bulunması kül veya tüf hamurunun genllikle yokluğu ile anglomeradan farklıdır.

BÜYÜK JEOLOJİ SÖZLÜK



Aglomera (Agglomerate) :

İri- Kristalli volkanik kayaç olup, yuvarlaklaşmış yada yarı köşeli parçalardan oluşur. Bu parçalar çoğunlukla 2 cm. den daha büyüktür. ancak parçaların karışımı kötü boylanma gösterir ve matriks ince daneli olabilir. Aglomera volkanik patlama ürünü olabilir ve bu yüzden terim, kökeni belirsiz breşik volkanik kayaçlar için kullanılabilmektedir. Aglomeralar, baca breşlerinden çamur akıntısına veya laharlarda oluşan molozlara kadar değişik malzemeleri kapsamaktadır.

 

Aglomera (Agglomerate)

BÜYÜK JEOLOJİ SÖZLÜK



Agat (Agate) : Bknz. Akik

BÜYÜK JEOLOJİ SÖZLÜK



Afvilit (Afwillite):

Ca3 Si2 O4 (OH6) Sulu Kalsiyum silikatdan oluşan renksiz monoklinik halinde bulunan ve özgül ağırlığı 2,6 gr/cm3 olan bir mineral


Afwillite 2 on rock Hydrous calcium silicate Crestmore Quarry Riverside California 2068.jpg

BÜYÜK JEOLOJİ SÖZLÜK



Aftoniyen (Aftonian) :

Kuzey Amerika'da dört buzul arası katından en erken olanı (1,3 -0,9 milyon yıl) olup, Nebraska buzullaşması tarafından takip edilmiştir. Alpler'in Tuna/Günz  buzul arasına kabaca eş değerdedir.

BÜYÜK JEOLOJİ SÖZLÜK



Afrolit (aphrolith) :

Pürüzlü yüzeyi ile ayırtlanan bir bazalt lavı



BÜYÜK JEOLOJİ SÖZLÜK



Afrika levhası (African Plate) :


Modern ana litosferik levhalardan birisidir. Afrika kıtası ve kuzeyi hariç, her yerde çevreleyen okyanusal kabuktan ve okyanus ortası sırtlardan oluşur. Kuzeyde, Avrasya levhası ile çarpışma ve yitim zonları, dönüşüm faylarının çeşitli küçük levhaların (Ege Levhası gibi) oluşturduğu karışık bir tablo önerilmiştir.
Afrika levhasının kuzey kesimi ayrıca Tetis okyanusu kabuğunun kalıntılarını içerir. Kuzey doğusunda, Kızıl denizin Wilson döngüsünün erken sahfasında aktif olarak oluşan bir okyanus olarak yorumlanır. Oysa, Doğu afrika riftleri ki doğusu bazılarınca 'somali levhası' olarak adlandırılır, Okyanus oluşumunun embriyo sahfası olabilir. (veya ölü - doğmuş okyanus olarak kabul edilir)


AfricanPlate.png